29 Eylül 2013 Pazar

sokağa çıkmayı başardım

  kalabalık insana hep iyi gelir. caddenin kenarında dilenen anneyi görür haline şükredersin.bisikletli amcaya bakar "keşke bende bisikletle çıksaydım" dersin.el ele sevgililer görür umarsın hep böyle kalabiseler diye.

 birileri doğar birileri ölür kalabalığa bakarken sen. ayağına yapışan sakızdan kurtulmak istercesine çabalarsın .insanlara dalmak, kendini kaybetmek , belki uzunca dinlenmek istersin.
        güzel bir caminin önünden geçerken "nerden geldim ,nereye gidiyorum?neden varım? "felsefeerine biraz takıdıktan sonra içinden çıkamaz, güvercinlere bakarsın biraz da. ne zavallılardır onlarda.biri yem atsa da yese .şu az ötede dilenen kadın gibi.yürüyen merdivenle yerin altından gerçek hayata dönüş yapan güruh çıkar ,saf ,saf.geldiğine geleceğine pişmanlar,yanındakinden başkasını gözü görmeyenler,"şu pazar günü evde yatmak varken bu karıda beni dışarı çıkardı ya!"bakışlı adamlar.sürüp sürüştürüp öne çıkmaya çalışan palyaçolar(çoğu daha 20 bile değildir ;) .en sevdiğim tayfada şu karşıdan gelenler.birbirine ait olmak için gayretli , masum,trendi arayan şu genç insanlar.kafede sarsılarak kahkaha atan delikanlı gibi.
  velhasılı sokak iyi geldi.kim ne derse desin inanın ilacı yine insandı.ben günlük dozumu almış ,dinmiştim. yarına kadar.

        

26 Eylül 2013 Perşembe

kafamdaki aşk

kimileri aşkı yaşar,kimileri izler,kimileri okur.hepimiz nasiplenmek isteriz bu güzel duygunun harelerinden.özenir ,imrenir kendimizi  kahramanlarının yerine koyar olmadığımızı anlayıp yutkunuruz. 

 ben sonlarını hayal ediyorum. ama mutlu sonlar düşlüyorum onlara.aşkları sağlam ,hayatları güvende.her sabahı günaydınlı akşamarı öpücüklere dolu.herşeyi beraber yapmayı isterer yanızlık denen arkadaşlarının gözüne gözüne sokarak.

aşıklar en çok tartışanlardır.hırpalamaya bayılırlar birbirlerini.sanki sarsacak onu sallayacakta içinden kendisini bulacak.bir de vaatleri vardırya iyi anlarında işte bunlara bayılırım ben.vazgeçemem der biri.bendeyi yapıştırır öbürü.seviyorum seni der sonra diğeri bende seni. kimseyi sevmemiştir ya birde daha önceleri bu kadar; nasıl bir buhransa artık.

önce ben diyememektir aşk.en güzel sözlere hacet yok , çok önemli bir anında bunu ona hissettirebilmektir asıl olan.kimsenin kimseye söylememiş olduğu bir cümleyi ona yaşatmaktır. ve herkes sevilebildiği kadar sever.çünkü insan herkesten çok kendini sever.







9 Eylül 2013 Pazartesi

BULMACA

 kendi hayatını uzaktan izler gibi bakıyorum.cinayet sahnesi izler gibi korkuyorum gördüklerimden.kırık kalpler, unutulmak için çiziliş yüzler.bazılarına bıyıkta çizmişim ne de banal. sıkıcıdan eğlenceliye eğlenceliden sıkıcıya kayıp duran bir film gibi. sıradan bir düşünceden uçarı fikirlere zıplayabiliyorum.


ne çok yıl katletmişim darma dağınıklığımla .acımıyorum ama daha farklı olabilirdi herşey.olması gereken buymuş demenin sakin limanında dinlenebilirim .böyle de yapıyorum ya zaten. güvensizliklerim negatiflik yarattı.negatiflik uyumsuzluk.uyumsuzluk huzursuzluk.huzursuzluk sıkıntı.sıkıntılar.... diye uzatabilirim bunu.

çözümsüz bir bulmacaya dönüştü herşey sonunda. insanları sever miyim? sanırım seviyorum ama güvenmediğim kesin. korunma iç güdüsüyle baya incittiğim olmuştur. o bana acı vereceğine derhal kapı dışarı atılmalıdır .farklı olabilir miydim düşünemiyorum bile. zarar görmüş çocukluk sendromuyum .koru kendini kızım, uzaklaş, duvarı ör. hatta önce hırpala ki sana zarar veremeyeceğini kafasına soksun.bu kişilikten ,hatalarından , pişmanlıklarından, mutluluklarından iyi bir roman  bile çıkmazdı.





   

1 Eylül 2013 Pazar

sende haklısın

sırf siz koşmaktan mutlusunuz diye ezdiğiniz papatyayı düşündünüz mü? egoların yerine geldi diye sırasını bekleyen zavallı birini.daha iyisini kendiniçin isterken ,kötüsünü de başkasının seçeneği yaptığını.bedel edilen şey unutulur göz ardı edilir daima.çok para için ,yüksek statüler üçün gülmeden eğlenmeden geçen günler,saatler,saliseler.yediğin lokmanın ,geldiğin noktanın bedeli gurunmu? zamanınmı?kim bilir kim bilir,geldiğin noktanın bedeli neydi? ezdiğin çiçekleri,boşverdiğin yıllarını,üzerinden atladığın insanları görmezden gelip ,olduğu yerde mutlu rolü oynayabilene insan denmesi tuhaftır.
   hakkaniyetli biriydi rahmetli ki bu rahmetli sözü bu cinsten insanların soyu tükenmişliğine çok yakışır.birileri haksızlığa uğrar ve biz izleriz.çocuklar savaşlarda öldürülür,inançları yüzünden insanlar sınıflandırılır,komşunun üstünden hunharca halı silkelenir .bu listeyi öyle bir uzatırım ki aklınız durur.aynı şeylerin kendine yapıldığını düşünebilip tepki verebilmek,pisagor bağıntısını bilip bir problemde uygulamak gibi bir yetenektir.bahşedildiği insan dahi, vaay gibi tepkiler almasa da bir özelliktir ve hepişmizde de yoktur. peki bu tür insanlar gereklimidir?