10 Aralık 2013 Salı

GÖMÜ

gittin
ölmemek ,sürünmemek için
ölmenin de sürünmenin de binbir yüzü vardı oysa
mezara gömdüğünü zannetti insan
kaçtığı çıkmazlarını
zaman doldurdu çukuruna
taşında adı
okuyanın ağzında buruk bir yalnızlık tadı
ziyarete mecburdu bilmedi insan
bir kar yağışı seyrinde
uçsuz bucaksız bir okyanusa dalışında
başında dikilip dualar etmeliydi
her acı gömülmeli
yoluna yürümeliydi ya...

17 Kasım 2013 Pazar

YANIN...



Yanımda olsan çarptı bana
Yankısı oldu dilim
Yanında olsam
Neler neler yapardın
Nelere nelere hayran olurdum kimbilir.
Bir otel odasının penceresinde
Arabalara baka baka sıkılmazdın o zaman.
Keşkelerimi sarardım yollara
Gelirdim.
Yolun yarısında olduğumu da unuturdum
Kalabalıklarıma el sallar
Gelirdim.
Sen karanlık ben dalgalı olurdum
Hava bozuk olurdu olsun
Gelirdim.
Yemeğinin üstüne tatlı olurdum
Hayatımın yanına acı olurdun olsun
Gelirdim.
Yanımda olsaydın
Yanında olsaydım" gelmiştim"...

KALEMİM ÜŞÜDÜ



            Kalemim üşüdü,kağıdım ağlamaklı. Farkına varamadığım bir farkın var bugün.Herşey benim ellrimde.Çünkü bu aşkı sana ellerimle yazıyorum, harf harf.El durur,kalp durur mu?Gözden düşse kalpten düşer mi sevgili.?O dert dinlemek için yazılmadı. Meth edeceksin çok seveceksin.Ruhunu bedenini  en güzel kelimelerini vereceksin.Düşünecek bunu hak edecek ne yaptığını.Bulamayacak yok ki cevabı. Dünyanın cilvesi güzellikleri yan yana dizilse o etmeyecek .                                     Sevilecek,şaşıraca,şimaracak,gidecek,unutacak,özlenecek,özlemeyecek,bilmeyecek.Nasıldı ki böyle sevilmek. Eminim bana itici gelirdi. Bunalırım ben çok ilgiden.Severim sefilliğimi.Acı bir çekme arzusu benimki. Tatilsiz,izinsiz,sonsuz. Açık açık seveceğim, gizli gizli gideceksin.Uzun uzun bakacağım, kısa kısa tebessüm edeceksin.Hiç böyle sevilmeyecek belki hiç sevmeyeceksin.Şansım sevebilme yeteneğim,bunu sana anlatabilme imkanım ve yazabilme lüksüm.Kendini görür müsün bende? Matematiğim hiç iyi değil bilirsin bir bir daha bir eder bende.Sen + ben =sen.

13 Kasım 2013 Çarşamba

       
               MODASI GEÇMİŞ AŞKLARA!!!!

       Söylemiştim  ya bir gün ;bendeki aşk bazı bedenlere ne kadar da büyük geldi ama gözlerine tam oldu diye . Farkettin ki rengi sözlerine hiç uymamış.Kullandığın kelimeler , benimle hiç iyi bir kombin olmamış.Çok rüküş oldun bu aşkla.Sana fazla duygulu, fazla hassas olmuş.



       Bir daha ki gelişinde benimle olursan bu kadar sahte makyaj yapma.Kulağında sallanan sözlerimi  sakın çıkarma.O ayaklara gidiş hiç uymuş mu? Boynundaki  bensizlik fuları seni bunaltsada çöçzüp atma. Böyle güzel duruyor.İçine hayallerimi koyduğun çantayla,gitmeye çalışan o ayaklar uymamış  birbirine.
     Tek beğendiğim gözlerin. Sözlerinin aksine huzur dolu ,duygulu ama üzgünüm aşkım ___be- nim-la   de- ğil-sin___ .

3 Ekim 2013 Perşembe

bang bang!!!

   filmlerde dizilerde gördüğüm o istanbul'un kıyı şeridinde ki banka oturuyorum geceleri. denize bakıyorum uzun uzun. dalgaların saçlarında yakamozlar yanıp sönüyor.kıyıdaki kayalara sakin vuruşlar sunuyor deniz,şarkısı dudaklarında. 

  ben hayallerimi sektiriyorum denizin üzerinde.tanımadığım insanlar gelip geçiyor önümden arkamdan.gözümde yağmurlu bir güz  günü. simsiyah gökyüzüne şiirer yazıyorum ,okunması imkansız.

   uzakları düşlüyorum sakin huzurlu yerler.koşturmacasız uyanışarıma açıyorum gözlerimi.uyumaya doymuş bedenimi serin sularda temizliyorum.neşeli kulaçlar atıyorum suya şakayla karışık.çok az yiyor doyuyorum .hiç sevmiyor ihtiyaç duymuyorum. şekilsiz bir odunu daha da biçimsizleştirme çabalarım oyalıyor öğen sıcaklarında beni.hiçbirşey düşünmüyor ,hiç üzülmüyor ,sevinmiyorum.ses yok sus var orda. kuşlar korolarından seni hatırlatan nağmeler yolluyorlar kulaklarıma.
    

      banka oturmuş düşlüyorum.rüzgar çıkıyor üşüyorum.hayallerimi denizde sektirip çok eğleniyorum.

29 Eylül 2013 Pazar

sokağa çıkmayı başardım

  kalabalık insana hep iyi gelir. caddenin kenarında dilenen anneyi görür haline şükredersin.bisikletli amcaya bakar "keşke bende bisikletle çıksaydım" dersin.el ele sevgililer görür umarsın hep böyle kalabiseler diye.

 birileri doğar birileri ölür kalabalığa bakarken sen. ayağına yapışan sakızdan kurtulmak istercesine çabalarsın .insanlara dalmak, kendini kaybetmek , belki uzunca dinlenmek istersin.
        güzel bir caminin önünden geçerken "nerden geldim ,nereye gidiyorum?neden varım? "felsefeerine biraz takıdıktan sonra içinden çıkamaz, güvercinlere bakarsın biraz da. ne zavallılardır onlarda.biri yem atsa da yese .şu az ötede dilenen kadın gibi.yürüyen merdivenle yerin altından gerçek hayata dönüş yapan güruh çıkar ,saf ,saf.geldiğine geleceğine pişmanlar,yanındakinden başkasını gözü görmeyenler,"şu pazar günü evde yatmak varken bu karıda beni dışarı çıkardı ya!"bakışlı adamlar.sürüp sürüştürüp öne çıkmaya çalışan palyaçolar(çoğu daha 20 bile değildir ;) .en sevdiğim tayfada şu karşıdan gelenler.birbirine ait olmak için gayretli , masum,trendi arayan şu genç insanlar.kafede sarsılarak kahkaha atan delikanlı gibi.
  velhasılı sokak iyi geldi.kim ne derse desin inanın ilacı yine insandı.ben günlük dozumu almış ,dinmiştim. yarına kadar.

        

26 Eylül 2013 Perşembe

kafamdaki aşk

kimileri aşkı yaşar,kimileri izler,kimileri okur.hepimiz nasiplenmek isteriz bu güzel duygunun harelerinden.özenir ,imrenir kendimizi  kahramanlarının yerine koyar olmadığımızı anlayıp yutkunuruz. 

 ben sonlarını hayal ediyorum. ama mutlu sonlar düşlüyorum onlara.aşkları sağlam ,hayatları güvende.her sabahı günaydınlı akşamarı öpücüklere dolu.herşeyi beraber yapmayı isterer yanızlık denen arkadaşlarının gözüne gözüne sokarak.

aşıklar en çok tartışanlardır.hırpalamaya bayılırlar birbirlerini.sanki sarsacak onu sallayacakta içinden kendisini bulacak.bir de vaatleri vardırya iyi anlarında işte bunlara bayılırım ben.vazgeçemem der biri.bendeyi yapıştırır öbürü.seviyorum seni der sonra diğeri bende seni. kimseyi sevmemiştir ya birde daha önceleri bu kadar; nasıl bir buhransa artık.

önce ben diyememektir aşk.en güzel sözlere hacet yok , çok önemli bir anında bunu ona hissettirebilmektir asıl olan.kimsenin kimseye söylememiş olduğu bir cümleyi ona yaşatmaktır. ve herkes sevilebildiği kadar sever.çünkü insan herkesten çok kendini sever.







9 Eylül 2013 Pazartesi

BULMACA

 kendi hayatını uzaktan izler gibi bakıyorum.cinayet sahnesi izler gibi korkuyorum gördüklerimden.kırık kalpler, unutulmak için çiziliş yüzler.bazılarına bıyıkta çizmişim ne de banal. sıkıcıdan eğlenceliye eğlenceliden sıkıcıya kayıp duran bir film gibi. sıradan bir düşünceden uçarı fikirlere zıplayabiliyorum.


ne çok yıl katletmişim darma dağınıklığımla .acımıyorum ama daha farklı olabilirdi herşey.olması gereken buymuş demenin sakin limanında dinlenebilirim .böyle de yapıyorum ya zaten. güvensizliklerim negatiflik yarattı.negatiflik uyumsuzluk.uyumsuzluk huzursuzluk.huzursuzluk sıkıntı.sıkıntılar.... diye uzatabilirim bunu.

çözümsüz bir bulmacaya dönüştü herşey sonunda. insanları sever miyim? sanırım seviyorum ama güvenmediğim kesin. korunma iç güdüsüyle baya incittiğim olmuştur. o bana acı vereceğine derhal kapı dışarı atılmalıdır .farklı olabilir miydim düşünemiyorum bile. zarar görmüş çocukluk sendromuyum .koru kendini kızım, uzaklaş, duvarı ör. hatta önce hırpala ki sana zarar veremeyeceğini kafasına soksun.bu kişilikten ,hatalarından , pişmanlıklarından, mutluluklarından iyi bir roman  bile çıkmazdı.





   

1 Eylül 2013 Pazar

sende haklısın

sırf siz koşmaktan mutlusunuz diye ezdiğiniz papatyayı düşündünüz mü? egoların yerine geldi diye sırasını bekleyen zavallı birini.daha iyisini kendiniçin isterken ,kötüsünü de başkasının seçeneği yaptığını.bedel edilen şey unutulur göz ardı edilir daima.çok para için ,yüksek statüler üçün gülmeden eğlenmeden geçen günler,saatler,saliseler.yediğin lokmanın ,geldiğin noktanın bedeli gurunmu? zamanınmı?kim bilir kim bilir,geldiğin noktanın bedeli neydi? ezdiğin çiçekleri,boşverdiğin yıllarını,üzerinden atladığın insanları görmezden gelip ,olduğu yerde mutlu rolü oynayabilene insan denmesi tuhaftır.
   hakkaniyetli biriydi rahmetli ki bu rahmetli sözü bu cinsten insanların soyu tükenmişliğine çok yakışır.birileri haksızlığa uğrar ve biz izleriz.çocuklar savaşlarda öldürülür,inançları yüzünden insanlar sınıflandırılır,komşunun üstünden hunharca halı silkelenir .bu listeyi öyle bir uzatırım ki aklınız durur.aynı şeylerin kendine yapıldığını düşünebilip tepki verebilmek,pisagor bağıntısını bilip bir problemde uygulamak gibi bir yetenektir.bahşedildiği insan dahi, vaay gibi tepkiler almasa da bir özelliktir ve hepişmizde de yoktur. peki bu tür insanlar gereklimidir?

21 Ağustos 2013 Çarşamba

suya yazı yazdım

  ne beklediğini bile bilmeden beklemek ,beklemenin en beter halidir sevgilim.Düşündümde, hiçbir vapurda hiçbir kuşa hiçbir simidi seninle gülüşerek atamam.yanımdalığının mutluluğunu bölüşemem kuşlarla. istanbul'un arnavut kaldırımlı sokaklarında yürüyemem yalpalayarak. yorulsam mesela yürürken yaslanamam beni dinlendirecek bedenine.uzun sessiz denizi izleyemem seninle,mırıldandığım şarkılarımı duyuramam sana.hiçbir masada hiçbir yemeği gözlerine bakarken tadını alamayı unutarak yiyemem. aynı koltukta oturamam ,aynı havayı soluyamam. güzel bir filmi izlerken nasıl kendimden geçtiğimi göremezsin. aynı manzarayı seyredemem.bir yerlerde hapşursan çok yaşa bile diyemem sana ,ne kadar çok istesemde bu dileği. aşk dolu bir şarkıda,gözlerimi kapatıp kollarında olmanın huzuru ile sallanamam. elini tutamam ,kokunu duyamam yada bunun gibi senle olmak adına ne varsa yapamam. yapabildiklerimde olur seninle. özlerim mesela ki bu konuda hiç sıkıntı çekmiyorum.var olmana mutlu olabilirim. kalbimde seni gittiğim heryere götürür yaptığım herşeye ortak ederim. bir an seni düşünmekle yaşadığım tüm sıkıntılardan uzaklaşırım ki bunada ayrıca memnun olurum. gençleşirim yeniden küçücük bir kız olurum yanında. biliyormusun bütün bu yapamam dedikerimi bir göz kapama süresinde yapabilirim.   ve bunu yaparken ,tekrar ,tekrar,tekrar... sana aşık olurum.

18 Ağustos 2013 Pazar

ardından yazmak iyi geldi.

  merhaba baba!
 sana güle güle deyişimizin  dördüncü yılını da bitirdik .özlüyor muyum seni? ne güzel günlerimiz oldu demek isterdim ve hatta içimde bir parça özlemini.bana bunu bile bırakmadın ya ... hepimiz şanslı doğmuyoruz ama bu bir yerde kırılmalıydı   değil mi? kendi buhranlarını bulaştırmasaydın hayatlarımıza. keşke buraya seni ne kadar sevdiğimi özlediğimi yazabilme şansı verseydin bana. seni gördüğüm son gün geliyor aklıma SEN deyince .elimizden geleni yaptık diyen doktorun tüm yüz hatlarını anımsıyorum.ne tesadüftü ki kendimi  bir sigara içmek için dışarı attığımda pencereden senin çeneni bağlayışlarına da şahit olmuştum.sanki seninle ilgili ne sıkıntı varsa yaşamalıymışım gibi.son nefesini burnunun dibinde gözlerine bakarken verirken ne hissettin acaba. o bakışını unutamıyorum baba." her şey yarım kaldı kızım ve ben sana istediğim gibi baba olamadım,keşke biraz daha zamanım olsaydı" mı diyordun.?.ben öyle olduğunu varsaydım hep.böylesi daha yumuşak bir his. öptüğümde uzakaştırırdın ya ;haberin var mı bilmem ama kefenine sarılı öylece yatarken öptüm elini.hiç tepki vermemen beni rahatlattı gariptir.varlığın ne hissettirirdi unuttum.inan hiç hatırlamıyorum. bir kız anımsıyorum sadece aklında bin bir düşünce ,salıncakta baş aşağı bulutları izleyen.seksenlerde betona çubukla  çizgi çizilmiş kaldırımda çizgilere basmamak için adımlarını ayarlamaya çalışan kız. sen ne kadar kızsan da ben mutlu olmayı hep bildim.beni sürüklediğin yolda da olmayı biliyorum.nasıl beni huzursuz etmeye çalıştıysan ben inadına oldum. sen öyle olmasan ben böyle olamazdım muhtemelen.gereksiz yasaklarını çiğnemek besledi hayal gücümü. sana bir sır vereyim mi? senin hep benimle ilgili ne düşündüğünü bildim baba.

26 Haziran 2013 Çarşamba

GİTMEKLE KALMAK ARASI

Tüm hayatını bir valize sığdırabilir misin?  Korkar mısın sırtlanıp gitmeye. Gitmeyi düşünmek çok kolaydı. gidebilmek eylemdi. Büyük, hissiz,  acımadan hem de kendine.  Gitmek bir devrimdi. devire devire sarsılarak .dönmeyecek kadar gitmek bir fiildi .her zamanda çekimini yapabilme yeteneğinin olmasıydı .gideceğim,  gidiyorum, gittim. gitmiştim, diyebilecek kadar gitmeydin gidişe. basit bir altı harf değildir gitmek. Artık yok olmaktır, olmamaktır,  düşünülmemektir ve bir valize sığmayacak kadar büyüktür gitmek. sırtlanılmayacak kadar ağır. Korkulacak kadar korkunç. Yapılamayacak kadar gidememektir gitmek. Bunun üzerine gidemezsin. Hep ister ama gidemezsin. Hep düşünür ama gidemezsin, hep korkar ama gidemezsin. işte budur kalışa düşmek. işte budur kalmak zorunda kalmak. VE kalmak. Bazen kalakalmak gibidir kalmak. Baka kalmak birazda. Valizine,  içindekilere, sığdıramayıp arkanda bıraktıklarına. bir cesarettir kalmak.  Korkar mısın kalmaya. büyük bir eylemdir kalmak. tüm çekimlerinde kalmak kalacağım ,kalıyorum kaldım . kamıştımdır  sonraları. sonuçlarını bilerek söylediğin cümlendir. tek kelimelik noktası bile olan. içine yılların sığdığı. korkulacak kadar korkunçtur kalmak. gitmek isterken kalınan ,kalmak isteyerek gidilemeyendir gitmek....

18 Ocak 2013 Cuma

ellerin


ellerin sevgilim...
 ellerim elini tuttuğunda gideceğin yön gitiğim yön olur.pamakların yüzümün hattını çizer yeniden güzelleşir yüzüm.gülüşüm olur dokunuşun .bir de güneş batmıyormudur o anda ... kızıla boyar seni, beni hayallerimi.ellerin dokunduğu herşeyi sıcağına boğar.sahiplenir kimselere vermez beni. mühürlüdür parmak izlerinle heryerim,artık dokunulamaz kimsece.avucunu yüzüme dayayıp ,parmaklarını parmaklığım yaptım.esaretimi izledim ,dokunuşun olmadan öleceğimi.arasında sen olmadan gördüğüm manzara bile nahoş olur artık.dönüpte seni yanımda görmeden yürüdüğüm yollar yok benim için artık.ellerin sevgilim hep ellerimde.kalabalıkların içinde....

öpüşün


  öpüşün sevgili...

 şelalenin altında sırılsıklam olmuş hisli.değen her damlayla ferahlatan,çarpmasıyla afallatan sular gibi.araladığın dudakların arasında kaybolup gidilesi.birlikte bir dans, şarkısını ikimizin duyduğu.biz sağır olmuşken sesiyle aşkın dünyanın durduğu öpüşün.bir kokusu var sen öperken havanın .senli, tatlı,baştan çıkarıcı.tüm bedenleri sarsan bir deprem mi oluyor sadece ben mi titriyorum aşktan.sıcaksın  sokulup yanına kıvrılasım gelir.beni benden alışının törenini izleyesim.sen öperken sevgili aşk utanır bizden.kendi bile bizim kadar aşk olmamıştır ezelden beri.

sesin

                                 sesin sevgilim.....                                                                                   sesini duydum dün gece rüyamda.çağırsa koşulası,seviyorum dese ölünesi.neler diyecekse bileceğim  tınısıyla güleceğim sevgili. aşk adın bu soyadın hayal.yürüyemediğim yollarda yürüyeceğim seninle.kalp kalbe.dokunmadan yürüyüp bakmaya utanarak. yamurda yağsın istersen .ıslansın kirpiklerin bakışına buğusu düşsün.ayaklarımızın altında kuru yapraklar olsun ne olur .çok severim ben kırmızılı sarılı güzü. hışırdasın bide sen sevdiğini fısılda o sevdiğim sesinle.ağaçlar ağlasın aşkımızın imkansızlığına.üzüntüden yaprak döksünler salına salına düşsün önüme.farklı olsun sevdamız düğünsüz şenliksiz.öyle bir patika olsun ki sonunda bir göl.tahtadan iskelesi.topuklarımın sesi duyulsun sessizlikte.sis olsun manzarada mutlaka.oturalım kenarına iskelenin ayaklarımız ritimsizce sallansın.sanki suya değiyoru muş gibi.muş gibi yapmayı çok severim ben .beni muş gibi yaparken görürsen sakın konuşma. en mutlu olduğum anlarımı yaşıyorumdur içimde.bir kayık peydah olsun sonra tahtadan eski küreksiz.dikkatlicebindir beni .sonra hareketlendir ilerye doğru.sen kal öylece,ben nereye gittiğimi bilmeden  sallanayım kayıkta.günler geçsin birbirinin aynısı.sensiz sevgisiz.yüzümün kırışıkları çoğalsın belim bükülsün yokluğunun yükünden.usulca yanıma yatayım.rüyamda yine sesini duyayım ama uyanmayayım...